KİTAPLAR
Hukuk, sanat ve doğa için mücadele eden bir ses. Remzi Kazmaz'ın yolculuğunu keşfedin.
Hukuk, sanat ve doğa için mücadele eden bir ses. Remzi Kazmaz'ın yolculuğunu keşfedin.
Soldan bakıldığında karşımıza farklı bir futbol çıkacağını anlatan kitabın yazarı, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) eski yöneticilerinden ve Çevre Avukatı Remzi Kazmaz.
Futbol, sadece yeşil sahalarda başlayıp biten bir oyun değildir. Maçlar genellikle 90 dakikada sona erer. Ardından günler boyu sürecek 'futbolun sadece futbol olmadığını' kanıtlayan öyküler, yorumlar ve olaylar başlar. Bu gözle bakarsanız, oyun içinde oyun olduğunu siz de görürsünüz.
Uğur Dündar (Araştırmacı Gazeteci)
Brezilya'nın efsanevi kaptanı Socrates, ''Corinthias'ın şampiyon olduğu bir pazar günü ölmek istiyorum'' diyecek kadar takımını çok seviyordu. Gerçekten de Socrates, Corinthias'ın şampiyon olduğu bir pazar günü öldü!
Yılmaz Vural (Teknik Direktör)
''Che Guevara, başta Küba Devrimi olmak üzere, dünyaya haksızlığa başkaldırmanın her türlü şeklini gösteren efsanevi bir devrimciydi. İyi bir kaleci de olan Che'ye göre futbol, basit bir oyun değil, aynı zamanda bir devrim silahıydı!..''
Yıldırım Kaya (CHP Genel Başkan Yardımcısı)
Kimilerine göre bir savaş / kimilerine göre barış, kimilerine göre eğlence / kimilerine göre sömürü, milyonları kontrol etmek için bir araç ya da kapitalizmin karlı bir oyuncağı. Bazen halkları birleştirdi, uluslara bayram oldu. Bazen savaş başlattı, katliamlara neden oldu. Bir devrimin kıvılcımı oldu ya da faşizmin bir aracı... Futbol hiç masum bir oyun olmadı. Futbolu kontrol edenler hep kazandı.
Arif Kızılyalın (Gazeteci / Spor Yazarı)
Ölümsüz Bir Aşk Yaşandı ve Destanlaştı Dillerde Gönüllerde...
Antik Halikarnassos’ta büyük bir aşk yaşandı. Artemisa ile Mausolos’un aşkı... Dünyanın Yedi Harikası’ndan biri olan Mausolum bu ölümsüz aşk ile bütünleşti.
Bugün milyonlarca insanın hem Bodrum’da hem de İngiltere British Museum’da ziyaret ettiği bu anıt mezarda hala o büyük tarihi aşkın, acının sadakat ve fedakarlığın izlerine rastlayabilirsiniz. Bu hikayede anıt mabedin nasıl büyük ve ölümsüz bir aşka dönüştüğüne tanık olacaksınız.
Anadolu'nun, Ege ve Akdeniz'in masmavi sularıyla kucaklaştığı noktada, tarihin en görkemli yapısına ev sahipliği yapan kadım şehir...Ve bu altın şehri taçlandıran, tüm güzelliklerine değer katan, antik dünyanın yedi harikasından biri...Mausoleion...
Savaşların ve karanlığın hüküm sürdüğü bir dünyada barışın ve aşkın parıltısı, sanatın ve saltanatın abidesi Bodrum; onun içinde, onun için yaşanmış iktidar kavgaları ve eşsiz bir aşk öyle bir aşk ki günümüzde kadar efsaneleşerek gelen bir aşk.Elinizdeki bu eser, hem bodurum efsanesini hem de onun içinde onun için yaşanan savaşların ve aşkların Efsanesinden oluşmaktadır.
MÖ. 350-400 yıllarında yaşanan olayları büyük bir titizlikle ele alan yazar; o dönemin bilinen isimlerini bir aile fotoğrafı içinde birer birer bize anlatıyor. Ada, İskender, Aristoteles, Arses, II. Artemisia, Attalos, Dareios, Orontobates, Philip Piksodaros, Skopas’ı yakından tanıma fırsatı buluyoruz.
Yazar ayrıca Makedon başkenti Aigai’den yola çıkarak; Alinda, Atina, Assos, Dardanellia, Delphoi, Didyma, Epeiros, Ephesos, Gordion, İonia, Karia, Miletos, Mylasa, Myndos, Pergamon, Perge, Persia, Persepolis, Smyrna ve en son bütün medeniyetlerin yol kavşağı olan antik Halikarnassos’ta yaşanan dönemin büyük aşk hikâyesini kaleme alırken bizi de tarihin derinliklerinde gizemli bir yolculuğa çıkarıyor.
Gazi davası, hukukun devlet eliyle nasıl hiçe sayıldığının gerçek bir trajedisidir. Devlet; varlık nedeni olan vatandaşlarını öldüren, kamu güvenliğini sağlamakla mükellef kolluk güçlerini yargılamak yerine tam aksi yönde hareket ederek çözümsüzlük yollarını aramıştır.
Bu yollardan biri olarak geçmişte yaptıkları gibi bu davada da, emniyeti gerekçe göstererek mahkemeyi, 1.200 km. uzağa; Trabzon'a taşımıştır. Gerekçe olarak gösterilen emniyetle ilgili ortaya çıkan zaafların −davanın takibine çalışan avukat ve öldürülenlerin yakınlarının karşılaştığı zorluklar− giderilmesi için en ufak bir çaba sarf etmemiş, hatta işin zorlaştırılmasında bizzat kolluk kuvvetleri ile müdahil olmuştur.
Aynı şekilde mahkeme heyetinin de, mahkeme boyunca sürdürdüğü tutum, hukuk ihlalleriyle devam etmiştir. Olayın birincil tanıklarının sözlü beyanlarının yanında, o gün orada bizzat görevli olan gazeteci Ahmet Şık tarafından çekilen ve cinayet anını gösteren fotoğraflar, bilirkişi raporlarıyla yok sayılmış, avukatların tanıkları ve sunduğu deliller, katillerin avukatlarının maddi temeli olmayan sözlü savunmaları ile itibarsızlaştırılmaya çalışılmıştır.
Neticede hukuk tarihine bir kara leke olarak geçecek kararlarla mahkeme sonuçlandırılmıştır. Birçok tanıklığı, maddi delili ve kanıtları içeren bu kitap; size gerçeğin devlet eliyle nasıl karartıldığı ve toplumsal infial safsatalarıyla hukukun nasıl sıfırlandığını, hiçe sayıldığını anlatmaktadır. Benzer durum Gezi davalarında da gerçekleşti. Bilginin tazelenmesi ve hukukun neden hepimize bir gün lazım olacağı gerçeğini unutmamak için Gazi davasını içeren bu eser önem kazanmaktadır.
Remzi Kazmaz, ince belli bardagi elimizden, tadini damagimizdan, adini dilimizden eksik etmedigimiz çayin hikâyesini tarihsel bir süreç içinde anlatiyor bu kitabinda.Karadeniz kadininin nasirli ellerinin büyütüp, topladigi çayin hikâyesini anlatirken, tipki hepimizin bildigi o sarkida ki gibi “Güneste demlerim senin çayini… Yüregimden süzer öyle veririm,” diyerek acilari, sevinçleri katiyor satirlarina.
Zamandan, mekandan bagimsiz nice sohbete eslik eden tadinin, nasil baki kalabildigini anlatiyor. Lâkin “Son dönemde çayin damak tadi kaçiyor,” uyarisiyla birlikte bu anlatinin da tadi degisiyor. Bu noktadan itibaren çayin özellestirilmesindeki kirli oyunlari farkli bir yaklasimla kaleme alan yazar, bölgede yasanan diger sikintilara dikkat da çekiyor. Buruk bir damak tadinda anlatilan hikâyede adi geçen mekanlar-insanlar-yasananlar bir belgesel-kurmaca niteliginde olsa da olaylar, yakici bir sekilde gerçektir.
Vatandaş Mustafa doğanın bir parçası olarak yaşadı. Aramızdan ebedi olarak ayrılarak çok sevdiği doğanın bir parçası olarak yaşamına devam ediyor. Doğaya büyük bir aşk ve sevgiyle bağlı olan, tüm canlılarla farklı bir dil kullanarak konuşabilen, anlaşabilen bu güzel adamın doğaya Tengrici bir anlayışla doğanın ruhuna saygılı ve doğayla uyum içindeki yaşamı beni çok etkiledi. Doğanın iyi bir dost ve iyi bir öğretmen olduğunu tüm insanlığın doğanın bir parçası olduğunu savunan Vatandaş Mustafa'nın doğaya olan hayranlığı, saygısı ve sevgisini daha iyi anlıyorum Bugün bütün insanlığın Tengrici bir anlayışa dönerek doğanın efendiliğine bir son verip onunla uyum içinde onun bir parçası olarak yaşamına devam etmesi gerekir.
O bizi gururla izliyor. Vatandaş Mustafa'ya sözümüz var. Asla doğanın efendisi olmayacağız. Sen rahat uyu.
Remzi Kazmaz
Sevgili Remzi Kazmaz; insanın ve emeğin sömürüsüne karşı uzun yıllar yürüttüğün hukuk mücadelen doğanın sömürülmesine karşı yürüttüğün mücadele ile bütünleşiyor. İnsan emeğinin ve doğanın özgürleştirilmesi için verilen mücadele 21. yüzyıl devrimciliğinin bir görevidir. Bu kitapta Remzi Kazmaz, hepimiz için doğayla barışık ve doğanın yasalarına uygun bir yaşamın gereklerini, uzun yıllar süren çevre-ekoloji mücadelesindeki deneyimlerini ortaya koyuyor.
Alper Taş
Tema Vakfı olarak doğa ve çevre mücadelesinde sizinle birlikte yan yana olmak bizi her zaman mutlu etti. Doğaya karşı olan tutkunuzu ve sevginizi onu korumak için verdiğiniz inatçı mücadeleniz ve özverili çalışmalarınızla Türkiye çevre mücadelesine büyük katkılar sundunuz. Gelecek kuşaklar sizleri saygı ile yad edecektir.
Artvin Cerrattepe davamıza ve mücadelemize avukat ve aktivist olarak verdiğin desteklerden dolayı teşekkür ederiz. Küresel iklim değişikliğinin hissedildiği bölgemizde HES'lerle derelerimizi kurutanlar bir gün tarih önünde hesap verecektir.
Av. Bedri Kalın
Av. Cemal Yücel: Gazi Davası, bu katliamı yaratanları aklama operasyonudur.
Av. Keleş Öztürk: Birey hak ve özgürlüklerine saygılı ve çağdaş bir hukuk devleti, kendi bağlı bulunduğu yasal düzenlemeler çerçevesinde hareket etmek zorundadır. Aksi takdirde Hukuk Devleti prensipleri ihlal olunacak ve yerine Polis Devleti'ne bırakacaktır.
Av. Several Demir: Gazi Davası'nda ne Ceza Hukuku Genel Hükümlerine ve iç hukuk sistemimize, ne de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin hükümlerine uyulmuştur... Gazi Davası, yargılaması hukuka ayrıkı işlemlerle doludur.
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Quisque gravida nisl vitae euismod lobortis. Vivamus ut justo efficitur, hendrerit arcu a, vestibulum purus. Nulla facilisi. Praesent egestas et dolor quis mattis. Curabitur maximus, nisl et varius accumsan, sapien dui malesuada ex, eleifend posuere lectus sapien a tellus. Vestibulum semper ligula lorem. Integer quis congue orci. Etiam nec turpis fringilla turpis lobortis egestas.